7 Temmuz 2012 Cumartesi

Copying Beethoven (2006) - Büyük Ustaya Küçük Film


(Klasik) müzik deyince akla gelebilecek sayılı insandan biri Beethoven. Hadi saygısızlık yapmayalım dehaya; Ludwig van Beethoven. Ben şahsen biraz daha Mozart taraftarıyımdır. Ama 9. Senfonisi ile zirvemde de Beethoven vardır. Yılmadan, yıkılmadan, bıkmadan yüzlerce kez dinlerim. Hem de yer, zaman önemsizdir. Yeter ki 9. Senfoni olsun. Neşeye övgü bağlamında ayrı parantezler açar her dinlemem. Borçluyumdur parçaya çoğu şey. Öyle!

Devamını Oku

6 Temmuz 2012 Cuma

Rebecca (1940) - Manderley...


Efendim, filmimiz sinema tarihinde bir efsanedir ama benim için çok güzel bir filmdir yalnızca. İlk izlediğimde Jane Eyre'den tutun, Citizen Kane'ye kadar pek çok film horon tepmişti beynimde. Hani esinlenme olur da bu kadar mı olur arkadaş, dediğimi hatırlıyorum. Tekrar yaptım filme ve evet, yine yeniden aynılarını, belki daha bile fazla olarak, diyerek onayladım. Pişman değilim!

Devamını Oku

5 Temmuz 2012 Perşembe

The Stoning of Soraya M. (2008) - O Gün İlk Taşı Günahsız Olan Atsın!


Küfür etmem genelde. Ama anlar geliyor ve neye nasıl küfür edeceğimi şaşırıyorum. Sanırım bu durumlarda da edemiyorum. Zira ciddi manada çok fazla birikiyor edilecek küfür ve hepsini bir anda edemeyecek olmanın yılgınlığı galebe çalıyor ruha. Ne oluyor, için içini yiyor ve yine küfür edemiyorsun...

The Stoning of Soraya M.'yi sinema salonunda izlemekten son anda vazgeçmiştim. Aslında vizyona girmesini de harıl harıl bekliyordum ama nedense kapıdan döndüm. Bir şeyler çekti aldı son anda oradan. Çok güzel olmuş diyebilirim. Ben bu filmi sinemada izleseydim, o taşları görseydim perdede, sanmıyorum ki sakinliğimi koruyabileyim. Sanmıyorum!

Devamını Oku

3 Temmuz 2012 Salı

A Clockwork Orange (1971) - Sütlerimizi İçmeyi Aksatmıyoruz, Değil Mi Kardeşlerim?

Orijinal boyutu için tıklayınız

Bazı filmler oluyor, üzerine kelam etmek yersiz olabiliyor. Onlardan biri için bkz. bu film.

Ortaokul yıllarımda izlemiş ve ziyadesiyle eğlenceli bulmuştum filmi. Tam olarak anlamış olmam imkansız o hafiften şekillenmeye başlamış beyinle ama şimdi düşününce yine de bir şeyler kapmışım sanki o yaşa göre. Daha sonra da izledim defalarca ama, en zevk aldığım izlemem ilkiydi, diyebilirim kolaylıkla. Sonra gelişen altyazı olayları vesilesiyle öğrendik ki, filmin çevirisi meğerse yetersizmiş. Tabii bu sebeple tekrar edemedik sonraki yıllarda. Gollum'un kıymetlisi olmadan geçirdiğine benzer bir "bekledik, bekledik... ve bekledik" eylemsel sürecini yaşadık. Sonunda güzel bir abi çıktı da hak eden çeviri sundu vatana millete. Hal böyle olunca bu farklı ve de güzel filmi bir daha tekrar etmemek olmazdı.

Devamını Oku

1 Temmuz 2012 Pazar

23-30 Haziran 2012 Film Yorumları

Şöyle ki, çok dolu bir hafta yaşadım diyebilirim. Uzun zamandır bu kadar güzel bir hafta yaşadığımı hatırlamıyorum. İstisnasız hepsini öneririm. Özellikle -yorumlardan da anlayacağınız üzere- birkaç tanesini fazlasıyla öneririm. İzlemeden geçmeyiniz onları emi :)

Şöyle 1 adet müstakil yazımız var, onun dışındaki yorumlar da aşağıda;
- Bir Zamanlar Anadolu'da (2011)


Devamını Oku
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...